|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
Speaking |
|
1 |
Konuşma |
what a drag! expr.
|
amma sıkıcı! |
|
What a drag!
Amma sıkıcı.
More Sentences
|
2 |
Konuşma |
what a nerve! expr.
|
bu ne terbiyesizlik/kabalık |
|
What a nerve!
Bu ne terbiyesizlik!
More Sentences
|
3 |
Konuşma |
what a surprise expr.
|
bu ne sürpriz |
|
Wow, what a surprise!
Vay canına, bu ne sürpriz!
More Sentences
|
4 |
Konuşma |
what a relief! expr.
|
dünya varmış! |
|
What a relief!
Dünya varmış!
More Sentences
|
5 |
Konuşma |
what a bummer expr.
|
ne üzücü |
|
What a bummer.
Ne üzücü.
More Sentences
|
6 |
Konuşma |
what a pity! expr.
|
ne yazık! |
|
What a pity so few Members were here, but perhaps more will turn up in the Chamber when word gets around.
Ne yazık ki bu kadar az Üye buradaydı, ama belki de haber yayıldığında daha fazlası Meclise gelecektir.
More Sentences
|
7 |
Konuşma |
what a pity expr.
|
ne kötü |
|
What a pity it is that you can't come!
Gelemiyor olmanız ne kötü!
More Sentences
|
8 |
Konuşma |
what a bummer expr.
|
ne yazık |
|
What a bummer.
Ne yazık.
More Sentences
|
9 |
Konuşma |
what a mess expr.
|
ne karmaşa |
|
What a mess!
Ne karmaşa ama!
More Sentences
|
10 |
Konuşma |
what a shame! expr.
|
ne yazık! |
|
What a shame that Andrea left this early.
Andrea'nın bu kadar erken gitmesi ne yazık.
More Sentences
|
11 |
Konuşma |
what a coincidence expr.
|
ne tesadüf |
|
What a coincidence meeting you here!
Seninle burada karşılaşmak ne tesadüf!
More Sentences
|
12 |
Konuşma |
what a pity! expr.
|
yazık |
|
What a pity!
Yazık.
More Sentences
|
Phrases |
|
13 |
İfadeler |
what a time to be alive expr.
|
daha iyisi olamazdı |
|
14 |
İfadeler |
what a time to be alive expr.
|
yaşasın |
|
15 |
İfadeler |
what a time to be alive expr.
|
daha ne isterim |
|
16 |
İfadeler |
what a time to be alive expr.
|
daha iyisi can sağlığı |
|
17 |
İfadeler |
what a time to be alive expr.
|
bu gözler daha neler görecek |
|
18 |
İfadeler |
what a time to be alive expr.
|
ne biçim/nasıl bir dünyada yaşıyoruz |
|
19 |
İfadeler |
what a time to be alive expr.
|
ne günlere kaldık |
|
20 |
İfadeler |
what a time to be alive expr.
|
bir yaşıma daha girdim |
|
|
21 |
İfadeler |
what a small world! expr.
|
dünya ne kadar küçük! |
|
22 |
İfadeler |
worth of a thing is what it will bring expr.
|
değeri ederi (piyasa karşılığı) kadardır |
|
23 |
İfadeler |
what a wonderful world expr.
|
ne harika bir dünya |
|
24 |
İfadeler |
a monkey knows what tree to climb expr.
|
herkes ne yapacağını bilir |
|
Proverb |
|
25 |
Atasözü |
what can you expect from a hog but a grunt?
|
can çıkar huy çıkmaz |
|
26 |
Atasözü |
what can you expect from a hog but a grunt?
|
huylu huyundan vazgeçmez |
|
27 |
Atasözü |
what can you expect from a hog but a grunt
|
huylu huyundan vazgeçmez |
|
28 |
Atasözü |
what can you expect from a hog but a grunt
|
can çıkar huy çıkmaz |
|
29 |
Atasözü |
worth of a thing is what it will bring
|
ederi, gideri (piyasası) kadardır |
|
30 |
Atasözü |
what can you expect from a hog but a grunt?
|
can çıkmadıkça huy çıkmaz |
|
31 |
Atasözü |
a monkey knows what tree to climb
|
herkes ne yapacağını bilir |
|
32 |
Atasözü |
a monkey knows what tree to climb
|
tecrübeli insanlar/tecrübeli biri ne yapıp yapmayacağını bilir |
|
Colloquial |
|
33 |
Konuşma Dili |
what a mess i.
|
bu ne dağınıklık |
|
34 |
Konuşma Dili |
realize what a fool you've been f.
|
ne kadar aptal olduğunun farkına varmak |
|
35 |
Konuşma Dili |
realise what a fool you've been f.
|
ne kadar aptal olduğunun farkına varmak |
|
36 |
Konuşma Dili |
what a farce expr.
|
bu ne saçmalık |
|
37 |
Konuşma Dili |
what a mess! expr.
|
buranın hali ne? |
|
38 |
Konuşma Dili |
what a relief! expr.
|
hele şükür! |
|
39 |
Konuşma Dili |
admit what a big part luck plays expr.
|
şansın ne kadar önemli bir rol oynadığını kabul et |
|
40 |
Konuşma Dili |
what do you want, a cookie? expr.
|
ne bekliyorsun, kırmızı kurdele mi? |
|
|
41 |
Konuşma Dili |
what do you want, a cookie? expr.
|
ne olmuş yani, madalya mı takalım? |
|
42 |
Konuşma Dili |
what do you want, a cookie? expr.
|
ne olmuş yani, kırmızı kurdele mi takalım? |
|
43 |
Konuşma Dili |
what a farce expr.
|
bu ne maskaralık |
|
44 |
Konuşma Dili |
what a zoo expr.
|
ne keşmekeş |
|
45 |
Konuşma Dili |
what a zoo expr.
|
ne kalabalık |
|
46 |
Konuşma Dili |
what a zoo expr.
|
tam kaos |
|
47 |
Konuşma Dili |
what a zoo expr.
|
yoğun |
|
48 |
Konuşma Dili |
what a zoo expr.
|
tıkış tıkış |
|
49 |
Konuşma Dili |
what a zoo expr.
|
mahşer gibi |
|
50 |
Konuşma Dili |
what a zoo expr.
|
hayvanat bahçesine dönmüş |
|
51 |
Konuşma Dili |
what a zoo expr.
|
pazar yerine dönmüş |
|
52 |
Konuşma Dili |
what a zoo expr.
|
ne karmaşa |
|
53 |
Konuşma Dili |
what a zoo expr.
|
ne kargaşa |
|
54 |
Konuşma Dili |
what a zoo expr.
|
ne karışıklık |
|
55 |
Konuşma Dili |
what a zoo expr.
|
ne düzensizlik |
|
56 |
Konuşma Dili |
what a zoo expr.
|
ne kargaşalık |
|
57 |
Konuşma Dili |
what a zoo expr.
|
karmaşık yer/durum |
|
58 |
Konuşma Dili |
what a zoo expr.
|
düzensiz yer/durum |
|
59 |
Konuşma Dili |
what a zoo expr.
|
karman çorman yer/durum |
|
60 |
Konuşma Dili |
what a time to be alive expr.
|
ne günler ama |
|
61 |
Konuşma Dili |
what a time to be alive expr.
|
insan daha ne ister |
|
62 |
Konuşma Dili |
what a life expr.
|
ne hayat ama |
|
63 |
Konuşma Dili |
what a life expr.
|
ne yorucu/zor/sıkıcı hayat ama |
|
64 |
Konuşma Dili |
what do you want, a biscuit? [uk] expr.
|
ne istiyorsun, ödül mü? |
|
65 |
Konuşma Dili |
what do you want, a biscuit? [uk] expr.
|
bunun için sana ödül mü verelim? |
|
66 |
Konuşma Dili |
what do you want, a biscuit? [uk] expr.
|
ne olmuş yani? |
|
67 |
Konuşma Dili |
what do you want, a biscuit? [uk] expr.
|
ne yapalım yani? |
|
68 |
Konuşma Dili |
what do you want, a biscuit? [uk] expr.
|
ne bekliyorsun, kırmızı kurdele mi? |
|
69 |
Konuşma Dili |
what do you want, a biscuit? [uk] expr.
|
ne olmuş yani, madalya mı takalım? |
|
70 |
Konuşma Dili |
what do you want, a biscuit? [uk] expr.
|
ne olmuş yani, kırmızı kurdele mi takalım? |
|
71 |
Konuşma Dili |
what do you want, a biscuit? [uk] expr.
|
ne bekliyorsun, madalya mı? |
|
72 |
Konuşma Dili |
what do you want, a medal? expr.
|
ne istiyorsun, ödül mü? |
|
73 |
Konuşma Dili |
what do you want, a medal? expr.
|
bunun için sana ödül mü verelim? |
|
74 |
Konuşma Dili |
what do you want, a medal? expr.
|
ne olmuş yani, madalya mı takalım? |
|
75 |
Konuşma Dili |
what do you want, a medal? expr.
|
ne bekliyorsun, madalya mı? |
|
Idioms |
|
76 |
Deyim |
take what (one) says with a pinch of salt f.
|
(birinin) söylediği bir şeye ihtiyatla yaklaşmak |
|
77 |
Deyim |
take what (one) says with a pinch of salt f.
|
(birinin) söylediği bir şeye kuşkuyla yaklaşmak |
|
78 |
Deyim |
take what (one) says with a pinch of salt f.
|
(birinin) söylediği bir şeye şüpheyle yaklaşmak |
|
79 |
Deyim |
take what (one) says with a pinch of salt f.
|
(birinin) söylediği bir şeye temkinli yaklaşmak |
|
80 |
Deyim |
take what (one) says with a pinch of salt f.
|
(birinin) söylediği bir şeye hemen inanmamak |
|
|
81 |
Deyim |
a man's got to do what a man's got to do expr.
|
insan yapması gerekeni yapmalı (iş başa düştü) |
|
82 |
Deyim |
what are you, a man or a mouse? expr.
|
ne o korkuyor musun yoksa? |
|
83 |
Deyim |
a man's gotta do what a man's gotta do expr.
|
kişi yapması gerekeni yapmalıdır |
|
84 |
Deyim |
what do you want, a cookie? exclam.
|
ne bekliyorsun, madalya mı? |
|
Speaking |
|
85 |
Konuşma |
what a shame expr.
|
ayıp sana |
|
86 |
Konuşma |
what do your parents do (for a living)? expr.
|
ailen ne iş yapıyor? |
|
87 |
Konuşma |
what do your parents do (for a living)? expr.
|
aileniz ne iş yapıyor? |
|
88 |
Konuşma |
what a yawner! expr.
|
amma sıkıcı çok sıkıcı |
|
89 |
Konuşma |
what will you serve for a main course? expr.
|
ana yemek olarak ne servis edeceksiniz? |
|
90 |
Konuşma |
what do your parents do (for a living)? expr.
|
annen baban ne iş yapıyor? |
|
91 |
Konuşma |
what do your parents do (for a living)? expr.
|
anneniz babanız ne iş yapıyor? |
|
92 |
Konuşma |
what is the first thing that should be done when a car starts to skid? expr.
|
araba kaymaya başladığında yapılması gereken ilk şey nedir? |
|
93 |
Konuşma |
why should a man do what he doesn't like to do? expr.
|
bir insan hoşlanmadığı bir şeyi neden yapsın? |
|
94 |
Konuşma |
you've been here, what, a month now? expr.
|
bir aydır falan mı buradasın? |
|
95 |
Konuşma |
what do you notice first about a woman? expr.
|
bir kadının ilk neresi dikkatini çeker? |
|
96 |
Konuşma |
what do you notice first about a man? expr.
|
bir erkeğin ilk neresi dikkatini çeker? |
|
97 |
Konuşma |
what a pleasant surprise expr.
|
bu ne güzel bir sürpriz |
|
98 |
Konuşma |
what would you say if we went a little early expr.
|
biraz erken gitsek ne dersiniz? |
|
99 |
Konuşma |
what a surprise this is expr.
|
bak sen şu sürprize |
|
100 |
Konuşma |
what does your father do for a living? expr.
|
baban ne iş yapıyor? |
|
101 |
Konuşma |
what are you looking for in a man? expr.
|
bir erkekte neyi ararsın? |
|
102 |
Konuşma |
what does your father do for a living? expr.
|
baban ne işle uğraşıyor? |
|
103 |
Konuşma |
what a nice surprise! expr.
|
bu ne güzel sürpriz! |
|
104 |
Konuşma |
what a nice coincidence expr.
|
bu ne güzel tesadüf |
|
105 |
Konuşma |
what did you have for breakfast when you were a child? expr.
|
çocukken kahvaltıda ne yerdin? |
|
106 |
Konuşma |
I know what it feels like to lose a child expr.
|
çocuğunu kaybetmenin nasıl olduğunu bilirim |
|
107 |
Konuşma |
I know what it feels like to lose a child expr.
|
çocuğunu kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu bilirim |
|
108 |
Konuşma |
what did you want to be when you were a kid? expr.
|
çocukken ne olmak isterdin? |
|
109 |
Konuşma |
are you a joke or what? expr.
|
cins misin nesin? |
|
110 |
Konuşma |
what do you do for a living? expr.
|
geçiminizi sağlamak için ne iş yapıyorsunuz? |
|
111 |
Konuşma |
what a disaster expr.
|
evlere şenlik |
|
112 |
Konuşma |
if you were stranded on a deserted island what three things would you bring? expr.
|
ıssız adaya düşsen yanına alacağın üç şey ne olurdu? |
|
113 |
Konuşma |
that's what I call a car expr.
|
işte ben buna araba derim |
|
114 |
Konuşma |
if you were stranded on a deserted island what three things would you take? expr.
|
ıssız adaya düşsen yanına alacağın üç şey ne olurdu? |
|
115 |
Konuşma |
what a sad loss expr.
|
ne üzücü bir kayıp |
|
116 |
Konuşma |
what are you a doctor of? expr.
|
ne doktorusunuz? |
|
117 |
Konuşma |
what a great family! expr.
|
ne mükemmel bir aile! |
|
118 |
Konuşma |
what a coincidence expr.
|
ne tesadüf ama |
|
119 |
Konuşma |
what about a little test? expr.
|
küçük bir teste ne dersin? |
|
120 |
Konuşma |
what a long day expr.
|
ne uzun bir gün |
|
121 |
Konuşma |
what a beautiful life expr.
|
ne güzel bir yaşam |
|
122 |
Konuşma |
what a night expr.
|
ne gece ama |
|
123 |
Konuşma |
what a boring man expr.
|
ne sıkıcı bir adam |
|
124 |
Konuşma |
what a joke expr.
|
ne şaka ama |
|
125 |
Konuşma |
what kind a person are you? expr.
|
nasıl bir insansın sen? |
|
126 |
Konuşma |
what a night expr.
|
ne gece |
|
127 |
Konuşma |
what a day expr.
|
ne gündü ama |
|
128 |
Konuşma |
what a load of old cobblers! expr.
|
ne saçma! |
|
129 |
Konuşma |
what a nice gift/present expr.
|
ne güzel bir hediye |
|
130 |
Konuşma |
what a waste of money! expr.
|
ne müsriflik! |
|
131 |
Konuşma |
what a thoughtful gesture! expr.
|
ne düşünceli bir jest! |
|
132 |
Konuşma |
what a stroke of luck! expr.
|
ne şans! |
|
133 |
Konuşma |
what a day? expr.
|
ne gündü ama? |
|
134 |
Konuşma |
what a shame expr.
|
ne kötü |
|
135 |
Konuşma |
but it took me a while to figure out what happened expr.
|
ne olduğunu anlamam biraz zaman aldı |
|
136 |
Konuşma |
what a load of crock! expr.
|
ne saçma! |
|
137 |
Konuşma |
what a day? expr.
|
ne gün ama? |
|
138 |
Konuşma |
what a shame expr.
|
ne yazık |
|
139 |
Konuşma |
what a week it has been! expr.
|
ne haftaydı ama! |
|
140 |
Konuşma |
what a bit of luck! expr.
|
ne şans! |
|
141 |
Konuşma |
what a beautiful morning expr.
|
ne güzel bir sabah |
|
142 |
Konuşma |
what a nice gift/present expr.
|
ne güzel hediye |
|
143 |
Konuşma |
what a lovely surprise expr.
|
ne güzel bir sürpriz |
|
144 |
Konuşma |
what a lovely surprise expr.
|
ne hoş bir sürpriz |
|
145 |
Konuşma |
what a beautiful creature expr.
|
ne güzel yaratık |
|
146 |
Konuşma |
what a big lie expr.
|
ne büyük yalan |
|
147 |
Konuşma |
what a beautiful life expr.
|
ne güzel bir hayat |
|
148 |
Konuşma |
what a waste of money! expr.
|
ne israf! |
|
149 |
Konuşma |
what a bore expr.
|
ne kadar sıkıcı! |
|
150 |
Konuşma |
what do you do for a living? expr.
|
ne işle meşgulsün? |
|
151 |
Konuşma |
what a weather! expr.
|
ne hava! |
|
152 |
Konuşma |
what makes you feel better when you are in a bad mood? expr.
|
kötü bir ruh hali içinde olduğunuzda size kendinizi ne iyi hissettirir? |
|
153 |
Konuşma |
what are you a doctor of? expr.
|
ne doktorusun? |
|
154 |
Konuşma |
what a relief! expr.
|
oh be dünya varmış! |
|
155 |
Konuşma |
what a view expr.
|
ne manzara |
|
156 |
Konuşma |
what a win! expr.
|
ne galibiyet ama? |
|
157 |
Konuşma |
what a nice day expr.
|
ne güzel bir gün |
|
158 |
Konuşma |
what a pity expr.
|
ne yazık |
|
159 |
Konuşma |
what a nice surprise expr.
|
ne hoş bir sürpriz |
|
160 |
Konuşma |
what a great movie expr.
|
ne harika bir film |
|
161 |
Konuşma |
what a lovely family gathering expr.
|
ne hoş böyle ailece toplanmanız |
|
162 |
Konuşma |
what a success! expr.
|
ne başarı ama! |
|
163 |
Konuşma |
what a great shame! expr.
|
ne büyük bir utanç/ayıp! |
|
164 |
Konuşma |
what a load of old cock! expr.
|
ne saçma! |
|
165 |
Konuşma |
what a sweety expr.
|
ne tatlı şey |
|
166 |
Konuşma |
what a boring man expr.
|
ne kadar sıkıcı bir adam |
|
167 |
Konuşma |
what a sweet thing expr.
|
ne tatlı şey |
|
168 |
Konuşma |
what a bummer expr.
|
ne acı |
|
169 |
Konuşma |
what a good idea expr.
|
ne güzel bir fikir |
|
170 |
Konuşma |
what a pleasant surprise expr.
|
ne hoş bir sürpriz |
|
171 |
Konuşma |
what a pity expr.
|
ne yazık |
|
172 |
Konuşma |
what a day expr.
|
ne gün ama |
|
173 |
Konuşma |
it's a shame what happened to you expr.
|
sana olanlar utanç verici |
|
174 |
Konuşma |
what a bit of luck! expr.
|
şansa bak! |
|
175 |
Konuşma |
what a stroke of luck! expr.
|
şansa bak ya! |
|
176 |
Konuşma |
what are you doing with a gun? expr.
|
silahla ne yapıyorsun? |
|
177 |
Konuşma |
what a pleasure to meet you expr.
|
sizinle tanışmak büyük zevk |
|
178 |
Konuşma |
what a stroke of luck! expr.
|
şansa bak! |
|
179 |
Konuşma |
what a nice surprise to see you here expr.
|
seni burada görmek ne hoş sürpriz |
|
180 |
Konuşma |
what a strange/weird man you are expr.
|
sen ne acayip bir adamsın |
|
181 |
Konuşma |
what a nice surprise to see you here expr.
|
seni burada görmek ne hoş bir sürpriz |
|
182 |
Konuşma |
what a bit of luck! expr.
|
şansa bak ya! |
|
183 |
Konuşma |
what can a rabbit eat? expr.
|
tavşan ne yer? |
|
184 |
Konuşma |
what a pity! expr.
|
vah vah |
|
185 |
Konuşma |
what a sight! expr.
|
vay anasını! |
|
186 |
Konuşma |
what a pity! expr.
|
vah! |
|
187 |
Konuşma |
what a pity expr.
|
vah vah! |
|
188 |
Konuşma |
what a shame expr.
|
vah vah! |
|
189 |
Konuşma |
what a lot of things there are that you can do expr.
|
yapabileceğin ne de çok şey var |
|
190 |
Konuşma |
what a shame expr.
|
yazıklar olsun |
|
191 |
Konuşma |
what a stink expr.
|
ne pis bir koku |
|
192 |
Konuşma |
what are the qualities of a good friend? expr.
|
iyi bir arkadaşın nitelikleri nelerdir? |
|
193 |
Konuşma |
what are the qualities of a good friend? expr.
|
iyi bir arkadaşın özellikleri nelerdir? |
|
194 |
Konuşma |
I'll tell you what I do on a weekday expr.
|
size hafta içi bir günde neler yaptığımı anlatacağım |
|
195 |
Konuşma |
I will tell you what I do on a weekday expr.
|
size hafta içi bir günde neler yaptığımı anlatacağım |
|
196 |
Konuşma |
I wonder what it would be like if I were a butterfly expr.
|
Bir kelebek olsaydım nasıl olurdu merak ediyorum |
|
197 |
Konuşma |
I wonder what it would be like if I were a butterfly expr.
|
bir kelebek olsaydım nasıl olurdu acaba? |
|
198 |
Konuşma |
I wonder what it would be like if I were a butterfly expr.
|
acaba kelebek olsaydım nasıl olurdu? |
|
199 |
Konuşma |
I wonder what it would be like if I were a butterfly expr.
|
bir kelebek olsaydım nasıl olurdu diye merak ediyorum |
|
200 |
Konuşma |
what a goal exclam.
|
ne gol ama |
|
201 |
Konuşma |
what do you do for a living?
|
hayatını idame ettirmek için ne yapıyorsun? |
|
202 |
Konuşma |
what do you do for a living?
|
işin ne? |
|
203 |
Konuşma |
what do you do for a living?
|
ne işle meşgulsünüz? |
|
204 |
Konuşma |
what do you do for a living?
|
ne iş yapıyorsun? |
|
Computer |
|
205 |
Bilgisayar |
what a treat expr.
|
ne müthiş |
|
Slang |
|
206 |
Argo |
what a lot of rubbish i.
|
deli zırvası |
|
207 |
Argo |
what a pity i.
|
hay anasını |
|
208 |
Argo |
what a crock of shit expr.
|
amma saçma şey |
|
209 |
Argo |
what a drag expr.
|
bu ne rezalet |
|
210 |
Argo |
are you a sick bastard or what? expr.
|
hasta mısın nesin lan? |
|
211 |
Argo |
what a drag expr.
|
ne rezalet |
|
212 |
Argo |
what a helpful chap! expr.
|
ne kadar da faydalı |
|
213 |
Argo |
who gives a fuck what you think? expr.
|
senin ne düşündüğün kimin umurunda? |
|
214 |
Argo |
are you a psycho or what? expr.
|
sapık mısın nesin? |
|
215 |
Argo |
are you a pervert or what? expr.
|
sapık mısın nesin? |
|
216 |
Argo |
wac (what a crock) exclam.
|
ne saçma |
|
217 |
Argo |
wac (what a crock) exclam.
|
saçmalık |
|
218 |
Argo |
wac (what a crock) exclam.
|
zırva |
|
219 |
Argo |
what a crock! exclam.
|
ne saçma! |
|
220 |
Argo |
what a crock! exclam.
|
amma saçma şey! |
|
221 |
Argo |
what a crock! exclam.
|
ne saçmalık! |
|